Spor yazarlarının Ajax'a 2-1 kaybeden Galatasaray'a yaptıkları yorumları sizler için derledik.
Osman Şenher (Milliyet)
Bir takım girdiği gol pozisyonlarını değerlendiremezse, orta sahada rakibine üstünlük sağlayamazsa, rakibin üç atağından ikisi gol olursa, sen buna sezon başından beri çare bulamazsan bu sıkıntıları yaşayarak taraftarını üzersin...
Şu yenen gollere bakın.... İlk golde top Muslera'dan dönüyor, rakip bomboş... 18 içinde sen o futbolcuyu bomboş bırakırsan o da golünü atar... İkinci gol de Berkan'ın hatası... Berkan'a kızmıyorum, bu çocuk sol bek değilki... Mecburiyetten oynatılıyor. Jakobs üç maç oynuyor, üç maç sakat... Orta sahaya bakıyorsun... İyiki Sara alınmış. Defansta Sanchez, orta sahada Sara, bir de takımı hücuma çıkartan Barış Alper... Evet, Torreira koşuyor, rakip atakları kesmeye çalışıyor ama bu yetmiyor. Tek başına bir yere kadar. O'nun da bir yerde enerjisi bitiyor.
Kaan Ayhan sağ bek oynuyor. Rakibin dört atağından üç tanesi rahatlıkla sağ kanattan gelip gol tehlikesi yaratabiliyor. Okan hocanın bir türlü Jelert'e kanı ısınmadı herhalde... 21 yaşındaki çocuk bugüne kadar en az 60 tane Avrupa Kupası maçı oynamış, koy bir iki maç üst üste... Hiç olmazsa bu futbolcuyu kazan... Maçın sonlarında oyuna alarak bu futbolcu kazanılmaz ki...
Mertens'e saygım çok büyük ama bu çocuğun haftada iki maçı kaldıracak fizik gücü yok... Buna rağmen defansa geliyor, orta sahaya yardım ediyor. Fazla katkısı da olmuyor.
Beni esas hayal kırıklığına uğratan Yunus... Son üç-dört maçtır hep geriye gidiyor. Dün gece de 45. dakikada sakatlanıyor. Hoca 60. dakikaya kadar Yunus'u oyunda tutup takımı bir kişi eksik oynatıyor. Osimhen'i Icardi ile bir tutmayın. İyi bir forvet. Üç defans futolcusuyla mücadele ediyor, yanına gelen bir tane arkadaşı yok. Son vuruşlarda da Icardi'nin becerisi onda yok. Sadece yanına iyi bir forvet gelirse o zaman rahatlar ve gol atmaya başlar. Takımın da gol sıkıntısı biter. Ama bu şekilde yüzde yüzlük pozisyonları harcıyor. Icardi'nin attığı golleri atamıyor. O'nun verdiği pasları da arkadaşları değerlendiremiyor.
Sıkıntı büyük. Herhalde yeni transferler mutlaka bu takıma katkı yapacak. Ama şu an Galatasaray'ın yedek kulübesi yetersiz. Okan hocanın hamle yapabileceği futbolcu yok. Sonuçta, tamam üzüldük ama iki play-off maçı oynanacak. Bu maçlarda başarılı olurlarsa Avrupa Kupası devam edecek. Ancak şunu hatırlatayım o maçlarda Osimhen, Sanchez ve Torreira cezalı oldukları için oynamayacak.
Tunç Kayacı (Fanatik)
Galatasaray yıllardır Avrupa kupalarında güzel işler yaptı ancak son yıllarda, özellikle atletik dayanıklılığı yüksek vasat takımlar karşısında, dağılıyor. Şampiyonlar Ligi'ni sonuncu bitiren Young Boys'a elenen Sarı-Kırmızılılar, Avrupa Ligi'nde de yine son sıradaki Dinamo Kiev'e puan vermeyi başardı! Dün gece Ajax karşısında, nasıl oynayacağını net olarak bildiğimiz bir rakibe karşı, ilk yarıda yine aynı atak ama etkisiz futbolunu izledik. Osimhen ileride çabalıyor ama skor üretemiyor. Bunun başlıca sebebi, Yunus ve Barış Alper'in kanatlarda etkili olmayışı. Ayrıca, orta alan hem savunmayı hem hücumu yapmaya kalkınca ve yapamayınca ortaya garabet bir oyun çıkıyor. Sonuç olarak, ilk yarıda işler iyi gitmedi ve soyunma odasına 1-0 yenik gittik. İkinci yarı baskılı gözükse de sadece Barış Alper ile tek kanatlı bir hücum modeli izledik. Yunus sakatlanıp çıkarken; Okan Buruk, Jelert ve Batshuayi hamlelerini yaptı. 2-0'ı yakalamanın rahatlığıyla Ajax, psikolojik üstünlüğü de ele geçirdi.
Aslında sonuçtan bağımsız olarak, kazansan da kaybetsen de yarışı sürdürebiliyorsun. Ancak şu bir gerçek ki, bu kadronun Süper Lig'in ötesinde iş yapması mümkün değil; kimse kendini kandırmasın. Sağ bek yok, sol bek yok ve yıllardır bu sorunu çözememişsin. Ama şampiyonluk geldiği için her sene başka işlerle uğraşırsan, Avrupa'da final oynamak hayal olur. Bence bu manzara, yönetimin eseridir. Çünkü yanlış transfer politikası, içerideki başarıyla örtüldü ama Avrupa'da gün gibi açığa çıktı defolar. Zaten savunmayı yapamayan Galatasaray, hücumu da yapamayınca başarısızlık kaçınılmazdı. Aslında bu kadro iyi analiz edildiğinde ortada sürpriz yok. Ligde de buna benzer maçları kazanırken bu eleştiriler geldi ama kadro planlamasını yapanlar önlem almadı? Dün gece Barış Alper olmasa, Galatasaray takımının rakip kaleye gidecek gücü yoktu?
Levent Tüzemen (Fotomaç)
Eline geçen fırsatları elinin tersi ile itersen sonucuna katlanırsın. Ajax önünde alınan yenilgi umarım G.Saray için çok büyük ders olur, Okan Buruk'un ayakları yere basar, hayal dünyasından çıkar. Rigas ve Dinamo Kiev önünde eline geçirdiğin gövdeli skorları koruyamazsan ve ilk 8 şansını düşlerken bir yenilgi ile hem yenilmezliğini kaybedip hem de gerilere düşersen Avrupa kupalarında başarılı oldum diyemezsin. Ajax yenilgisi umarım büyük bir ders olur. Eğer bir takımın sağ beki kulübede oturuyorsa, sol bek olarak alınan Jakobs en kritik maç öncesi 'ağrılarım var' diyerek tribüne çıkıyorsa ve bu iki oyuncu yerine Kaan sağ bek Berkan sol bek oynuyorsa G.Saray'ın kaybetmesi çok normal. Okan Buruk haftalardır "Ben oyuncularıma güveniyorum.
Şu maçı kazanacağız, şu maçı kaybetmeyiz" diye demeçler verdi. Oysa G.Saray'ın haftalardır fizik gücü aşağılarda geziniyor, Yunus ve Barış Alper çok maç oynadıkları için sezon başı performanslarını aratıyorlar. Ajax önünde de şuursuz baskılar kuran, final vuruşlarını yorgunluktan bitiremeyen bir G.Saray izledik. Ayakta kalan tek oyuncu Sara oldu. Gol aradı, etkili ortalar yaptı, final pasları verdi ama arkadaşlarının coşkulu oynamasını sağlayamadı. Bir suçlu da G.Saray transferlerini yöneten insanlardır. Çünkü takım sağ bek, kanat oyuncuları, santrfor, stoper istiyorum diye bağırıyor. Jakobs'un haline bakılırsa sol bek de alırlar mı acaba? Amsterdam'da gerçeklerle yüzleşen Okan Buruk takımını önce zihinsel sonra mental ardından da fizik olarak lige hazırlamalı. Transfer uçakları da inmeye başlamalı. Çünkü bu G.Saray'ın dar kadro yapısı ile 6 puan önde olmasına rağmen lig yarışı da zora girer.
Bülent Timurlenk (Sabah)
Galatasaray'ın memleket sınırları içinde iyi bir teknik direktörü var. Kazandığı iki şampiyonluk, altı puan farkla oturduğu liderlik koltuğu. Avrupa'da ise hâlâ rüşdünü ispat edememiş, Sparta Prag ve Young Boys faciaları sonrasında bu sezon Avrupa Ligi'nde de zayıf rakiplere verdiği puanlarla işini son maça bırakmış bir teknik adam? Galatasaray'ın hastaneden yeni çıkmış bir başkanı var. Kendisi eleştiri dışı bugünlerde, malum insanlık. Bir de futbol şubesinden sorumlu yöneticisi var: İbrahim Hatipoğlu. Arası iyiymiş gibi göründüğü ama gram sevmediği transferleri her zaman olduğu gibi eline yüzüne bulaştıran sportif direktör istifa ettiğinde sırtını Türk bir menajere dayayan Hatipoğlu. "Ben eski gazeteciyim, muhabirleri lehinize yazdırırım" diyen menajerin listesiyle yola çıkan İbrahim Hatipoğlu? Erden Timur'un boşluğu dolmayınca devreye giren ve Hatipoğlu'nun hasım bellediği Abdullah Kavukçu ve dün Ajax maçı öncesinde Morata-Pavlovic sesleri. Galatasaray dün Amsterdam'da namağlup unvanını da bırakıp ilk 8 dışında kaldı. Bilbao pastası önünde pişkin pişkin poz veren İbrahim Hatipoğlu, onunla yola devam edenler, onların karşısında kendilerine başka yol çizenler.
Galatasaray dün çok hücum edermiş gibi göründüğü, Mertens'in bir maç daha, kontrat kaygılı Yunus da yine ortalıkta görünmediği, Berkan'ın sol bek başladığı 90 dakikayı kaybetti. Fazlası ise, Torreira, Osimhen ve Davinson play-off ilk maçında cezalı? Kendi içinde kavgası bitmeyenin dışarıda kazanacak savaşı yoktur. Buyurun birbirinizi yemeye devam edin?