Bayer Leverkusen'de görev yapan Devin Özek, Alman ekibiyle yaşadıkları zaferi ve oluşturdukları başarılı kadronun şifrelerini İtalyan basınına anlattı.
Bayer Leverkusen'de sportif direktör Simon Rolfes'in yardımcılığını yapan ve Alman kulübünde saha dışının kritik aktörlerinden biri haline gelen Devin Özek, İtalyan basınına röportaj verdi.
Cronache di Spogliatoio'nun konuğu olan Özek, geçen sezon Leverkusen'le yaşadıkları unutulmaz Bundesliga şampiyonluğunun şifrelerini paylaştı. Özek ayrıca Türk futboluyla ilgili kendi perspektifinden değerlendirmelerde bulundu.
"Sportif direktör pasif kalmamalı"
Devin Özek transfer yapmak kadar oyuncu satışının da önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Vizyonumda, artık planlarımızda olmayan oyuncuları başarılı şekilde elden çıkarabilmek çok kritik. Bu durum kadroda yer açar, maaş bütçesini azaltır ve kulüp için ek kâr yaratır. Bu sayede takımın genel kalite seviyesi yükselir ve soyunma odasındaki ortam iyileşir. Bazı oyunculardan 'kurtulmak' çok zor olabiliyor. Bu da piyasayı kaotik ama benim için cezbedici hale getiriyor.
Geniş bir ilişki ağına sahip olmak kulüpler, futbolcular ve menajerler için en iyi çözümü bulmamı sağlıyor. Sportif direktör pasif kalmamalı, sadece menajer tekliflerini beklememeli. Aksine aktif ve girişimci olmalı. Futbolcuyla ve temsilcisiyle aktif şekilde çalışmayı seviyorum. Sonuçta oyuncunun kontratı var ve kulübün de bu konuda inisiyatif alması gerek."
Leverkusen'de başarının sırrı kolektif çaba
Geçen sezon Leverkusen'le yaşadıkları unutulmaz Bundesliga şampiyonluğunda herkesin kendi rolü kapsamında katkı sağladığına vurgu yapan Özek ayrıca iki önemli unsurun altını çizdi: "Herkes kendi rolü ve becerisi doğrultusunda katkı sağladı. Bu başarıyı anlamak için iki önemli unsuru vurgulamak gerekir: biri futbolcu alımı ve sportif strateji, diğeri ise kulüp içinde oluşan pozitif atmosfer."
Özek, Leverkusen'e tarihi günler yaşatan teknik direktör Xabi Alonso ile çok yoğun çalıştıklarını belirterek şöyle devam etti:
"İlk andan itibaren güçlü bir enerji vardı. Onun ilk transfer dönemi öncesi, gelecekte Almanya şampiyonu olacak takımın temelini oluşturmaya başladık. Bu yapı, kolektif bir çaba ile ortaya çıktı. Scouting ekibinden personele kadar herkes en üst seviyede çalıştı. Gece gündüz çalıştık, çok seyahat ettik. Her türlü araçla bir uçtan diğer uca gittik. Çok yoğun geçti, ama bu ayrıntıların ve harcanan zamanın başarının anahtarı olduğuna inanıyorum."
Devin Özek: Xabi Alonso çok etkileyici bir figür
30 yaşındaki genç futbol insanı Devin Özek, Xabi Alonso'nun etkileyici bir figür olarak betimlerken İspanyol çalıştırıcı hakkında şunları kaydetti:
"Onu ilk tanıdığımda, büyük bir teknik direktör olacağını hemen anladım. Daha onu tanımadan önce bile bu hissim vardı. Odaya girince bir ağırlığı var; varlığı hissediliyor.
Takımın neye ihtiyacı olduğunu, hangi profilde oyuncuların gruba uyacağını inanılmaz bir doğrulukla analiz ediyordu. Birçok futbolcuyu derinlemesine tanıyordu; bu da çok maç izlediğinin net bir işaretiydi.
Hâlâ çok yüksek seviyede futbol becerilerine sahip olduğu belliydi. Çok etkileyici bir figür. Güzel bir yolculuğu birlikte paylaştık. Xabi kesinlikle büyük başarılara ulaşacak."
"Türkiye'deki büyük kulüplerin imkanları Avrupa'daki kulüplerin çoğunda yok"
30 yaşındaki genç futbol insanı, Türk futboluyla ilgili ise kendi perspektifinden şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk futbolunda kadro planlaması yapılırken bu zamana kadar yapılan en büyük hatalardan biri kadro yaşını dengeleyememek. Eğer kadro yaşını dengelemeden bir kadro oluşturursanız bunun olumsuz sonuçları size hızlıca kendini gösterir. Türk kulüpleri bunu yaşıyor.
Türkiye'deki genç oyuncuların gelişimi için, özellikle belli bir seviyenin üstündeki genç oyuncular için Avrupa'daki doğru liglere kiralama yöntemini sık kullanmak gerekir. Burada doğru lig ve kulüplerle iş birliği yapmak iyi bir seçenek. Genç oyuncuların burada kazanacağı maç tecrübesi, antrenman farklılığını tecrübe etmeleri onlar için tahmin edilenden çok daha önemli. Ayrıca daha az yardım alarak hayatlarını geçiriyor olmaları da ayrı bir tecrübe.
Türkiye Ligi'ndeki yoğunluk baskı unsuru olarak görülüyor. Aslında bu durum kulüpler için ciddi bir teşvik. Eğer Türk kulüpleri bunu yönetmeyi becerebilirse bu Avrupa kulüplerinde olmayan bir itici güç.
Türkiye'deki büyük kulüpler çok önemli ve Avrupa'daki kulüplerin çoğunda olmayan imkanlara sahipler. Sadece yerel değil uluslararası başarılar kazanmak için bu durum büyük bir fırsat. Baştan sona iyi bir planlama ile çok büyük zamanlara gerek olmadan Türkiye'deki büyük kulüpler bu başarıları kazanabilir."