Spor yazarlarının Fenerbahçe yorumları

Uğur Meleke - Hürriyet

Fenerbahçe 12-31 Ağustos arasındaki 20 günde 6 maçlık tempolu bir sürecin içinde. Bu yoğun fikstürün bir noktasında rotasyon gayet doğal ki Mourinho da Benfica maçına göre 4 değişiklikle başladı dün. Enteresandır, dört yeninin dördü de iyi maç çıkardı: İsmail özellikle ikinci yarının başında duran 1-1'ken sahanın kontrolünü ele aldı. Önce Tayfur'a sarı kart göstertti. Sonra presle kritik bir top kazandı. Ardından da ikinci golü üreten adamdı.

Oosterwolde ve Yusuf'un yokluğunda sol stoper oynayan Çağlar, Skriniar'ın golünün asistini yaptı. Oğuz sağ kanat beke bırakıldığında aynen etkileyici devam etti. Talisca da geçen sezona oranla daha diri: Hafta içinde Benfica'nın ön liberosu Florentino'yu adım adım takip ederek savunmaya ekstra katkı vermişti. Ardından sağdan atıp soldan golün hazırlığını yapan adam oldu.

Serkan Akcan - Fanatik

Benfica maçının ardından Mourinho'nun Kocaelispor'a karşı Kadıköy'de yaptığı rotasyonda Çağlar, İsmail, Oğuz gibi isimlerin 11'e girişiyle oyunda bazı değişimler görüldü. Semedo üçlünün sağ stoperi oldu, Çağlar Söyüncü sol stoperde sahanın iyilerindendi, İsmail Yüksek özellikle ikinci yarıda merkezi elinde tuttu.

Öncelikle Fenerbahçe'nin sezon başlangıcında kaleci sorunu olduğu aşikâr. İrfan Can Eğribayat için sezonun iyi başladığını söylemek güç. Dün gece Kocaelispor'a karşı baraj kurdurup kendince kale yanında yer seçen İrfan Can'ın frikik golüne izin vermesi oldu. Eğer kulüp Livakovic'i göndermeyecekse Mourinho'nun yavaş yavaş Hırvat kaleciyi hazırlaması gerekecek gibi.

Gürcan Bilgiç - Sabah

Mourinho'nun stratejisini değiştirmeden, farklı oyuncular ile tribünlerin kalbini almaya çalıştığı bir maç izledik. 3-1'i yapana kadar 70'e 30 top hakimiyetiyle oynadılar. Kalecisi hariç tüm oyuncuların kaleyi denediği süreç yaşandı. Ne oldu; pozisyonumuz yok diye şikâyetçi olanlar, "Bu kadar kaçar mı?" bölümünde buluştular.

İsmail ile tempo bulan orta sahayı, Talisca'nın kendisini "10 numaraya" devşiren stili izledi. Daha huzur almak istiyorlar ve rakip ceza alanı önünde tam pres ile kabalıklara alan arıyorlardı. Dönen topları da kazandılar. Hikâye oradaydı ama buna biraz bilekli oyuncu ve enerjiden bir akla ihtiyaç vardı. Kadıköy'ün 'sevenler' atmosferinde, hemen hepsi tribünlerden gelecek gol sesinin ortağı olmalarını peşine düştü.