Trendyol Süper Lig'in 9. haftasında Trabzonspor'un Karadeniz derbisinde Çaykur Rizespor'u 2-1 mağlup ettiği mücadeleye dair yazarların öne çıkan değerlendirmeleri...
Olcay Çakır - Fanatik
Trabzonspor'un maçlarını yazmak da yorumlamak da kolay değil demiştim; Rize'de yine benzer bir tabloyla karşılaştık. Maçın ilk 20 dakikasında oluşan oyun ve atmosfer, farkın büyüyeceği izlenimini veriyordu. Ancak rehavet mi, konsantrasyon kaybı mı, yoksa başka sebepler mi bilinmez; yapılan bireysel hata sonrası Rizespor oyuna ortak oldu. Golün ardından Trabzonspor'un başlangıçtaki etkisi kayboldu, Rizespor cesaretlendi, oyunun kontrolü tamamen ev sahibine geçti. Bu kabul edilebilir bir durum değildi. Baskı, futbolun olmazsa olmazıdır. Trabzonspor, 2-0'dan sonra kendi sahasında top çevirip atak hazırlığı yaparken rakibin tuzağına düştü. Hata bireysel görünse de, rakip alana yeterince hızlı geçemeyince bu hatalar kaçınılmaz hâle geliyor. Sonuç itibarıyla gereksiz gerilime rağmen Trabzonspor, kazanmayı bildi. Fatih Tekke'nin oynatmak istediği oyunun bu kadroyla belli bir yere kadar taşınabileceği düşünülüyor. Devre arasına kadar eksikler netleşirse, ikinci yarıda sezon sonunda hedefler tutulabilir.
Reha Kapsal - Fotomaç
Hem Rize hem Trabzonspor kazanmak için sahaya çıktı. Bordo mavililer maça iyi başladı ve Augusto ile hemen öne geçtiler. Ardından yine Augusto ile bir topu da direkten döndü. Herkes Fırtına'nın farkı büyüteceğini düşünmeye başladı. 27'de Sakyi'nin golü ile işler tersine döndü. Yeni Fırtına gibi güçlü bir şekilde geldi ve gitti. Bordo mavililer o dakikadan sonra benzini bitmiş araba gibi kontak kapattılar. Trabzonspor'la ilgili değerlendirmelerin hep dile getirdiğim, bu takım oyunun sadece bir bölümünü iyi oynuyor. Bu yeterli değil. 90 dakika iyi oynamalı, kalıcı olan budur. Yoksa puan durumu da buna bakarsa başarı sayılabilir tabii ki. Bordo mavililerin savunmada bu kadar geriye yaslanmalarının sebebi sahnenin her yerinde ve hızlı olmamaları. Bu şekilde kodlanmış olması. Top kaybından sonra öne doğru gidip top kazanmak gerekir. Yeni iki adım öne atılır. Bunu başarı dendiği için hataya zorlasın, psikolojik olarak sahasını daraltır. Ama sonrası bunun aksine hep geriye yaslayıp Rizespor'u pozisyon orta ettiler. Rakibi cesaretlendirdiler. Trabzonspor'un forvet oyuncularının orta saha ile bağlantısı koptu, bireysellik seviyesi artınca da oyundan hemen koptular. Yine kazandılar, ama aynı hataları sürdürürlerse bu takımın üretkenliği ve kalite sınırı en iyi istenen seviyenin altında kalır.
İskender Günen- Sabah
Maçın başlangıcında her iki takım arasındaki rekabeti düşündüğümüzde Trabzonspor'un attığı golle başlayan bir müsabaka. İlk 30 dakikalık süreçte oyunu kontrol eden, üstünlüğü ele alan takım Trabzonspor. 10'dan sonra Augusto'nun direkten dönen topu ve Onuachu'yla gelen gol... Böylesi bir deplasmanda 2 farklı öne geçtikten sonra moral motivasyonun en üst düzeyde olduğu yerde Savic gibi deneyimli bir oyuncunun yaptığı çok büyük hata ve ardından Rizespor'un gelen golü... Trabzonspor'un orta alanda fark yaratabilecek oyuncusu Oulai. Top saklama becerisi, öne oynama düşüncesi ve de dribbling özelliği üst düzeyde bir isim... Önde sorunların başında top saklama becerisi olmayan oyuncu eksikliği var. Nwakaeme gibi bir oyuncu eksikliği hissedilmekte. Çünkü öne giden her topta kayıplar yaşandığı anda sorunlar ortaya çıkmakta. Maçın özellikle ikinci yarısında 2-1'den sonra Rizespor'un ortaya koyduğu direncin en önemli sebeplerinden birisi bu. Kabul etmek gerekir ki sezon başından beri kadro zenginliği istenilen düzeyde değil. Ama baktığımız zaman Trabzonspor'un bugün geldiği nokta ve aldığı puanları saygıyla değerlendirmek gerekir. Çünkü bu kadar genç oyuncuların bir takım içerisinde olduğu ve de kenardan gelebilecek yeterli oyuncuların olmadığı bir takım olan Trabzonspor'a şapka çıkarmak lazım... Sonuç olarak Trabzonspor, her geçen gün oyun ve de sonuç olarak istenilen, arzu edilen, beklentileri karşılayan bir takım olmak yolunda...