Spor yazarlarının Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'nde konuk ettiği Ferencvaros ile 1-1 berabere kaldığı maça yaptığı yorumları sizler için derledik
Cem Dizdar - Fanatik
Maç önünde Tedesco'nun rakip analizindeki 'tehlike içeren istatistik'lere bağlı olarak ilk devre topu daha çok elde tuttu Fenerbahçe. Böylece Ferencvaros'un yüksek topla gol arayışının önü de alınmış oldu. Yine de rakibin iki topunun direkten dönmüş olması, ki biri taç atışıyla başlamıştı, ilk devrenin en önemli gol girişimleriydi. Ya Fenerbahçe? Oğuz Aydın, Kerem Aktürkoğlu ya da Archie Brown'un rakip savunma çizgisinin arkasına sarkmakta güçlük yaşadığı devrede geriye sadece ceza sahası dışından şutlar kalmıştı. Onlardan kaleyi bulanlar da etkisizdi! Kısacası maç ikinci devrenin son bölümüne kalmış görünüyordu.
İkinci devreye Talisca şutuyla başladıysa da rakip üst üste her biri yürekleri ağıza getiren yüksek top denemelerine geçtiler. Ve Yusuf Bamidele'nin Skriniar'ı baskıyla alt ettiği pozisyonun kornerinde de Varga ile kafa golünü buldular. Neyse ki, üç dakika sonra Talisca'da başlayıp 6 pas sonunda yine onun tamamladığı vuruşla maça eşitlik geldi. Tempoyu bir türlü yükseltemeyen Fenerbahçe maçı kazanabileceği pozisyonları üretemezken sadece şut denemekle geçirdi tüm maçı. Bu oyunla bu skordan ötesi mümkün olamazdı zaten.
Dün akşam bir kez daha gördük ki, iyi ve düzenli futbol oynamak için bizdeki takımlar gibi savurgan olmaya hakikaten gerek yok. Fenerbahçe 11'inin piyasa değeri 157 milyon Euro iken Ferencvaros'unki sadece 21 milyon euroydu! İki takım arasında piyasa değeri farkı kadar fark gören oldu mu?
Uğur Meleke - Hürriyet
Dün aynen Plzen'de olduğu gibi, oyuncu değişiklikleri sonrası tamamen ritmi değişti Fenerbahçe'nin. 60'ta oyuna giren Nene maçın vitesini tek başına artırdı zaten.
El freni Nesyri'nin yerini alan Duran da tempo kattı. Son bölümde Edson stopere, Mert sağ beke, Semedo merkeze kaydılar. Ve üçüncü bölgede kalabalıklaştı Fenerbahçe. Bu tempo artışı 1-1'i getirdi ancak daha fazlasına yetmedi. Dün Fenerbahçe iç sahada kritik bir 2 puan kaybederken belki de gecenin en büyük kazanımı Yiğit Efe Demir'di. 2004 doğumlu genç stoper ilk kez ilk 11'de forma giydi. 75 dakika sahada kaldı.
Skriniar'ın partneri olarak sol stoper görevi yaptı. 1,94'lük boyunun da avantajıyla havada gayet etkiliydi. Maç boyunca Bamidele'nin temposuna yanıt vermeye çalıştı. Çoğunlukla da başardı. 59'da da takımını şahane bir kontratağa çıkardı ama maalesef Nesyri'ye takıldı! Eğer Nesyri azıcık kafasını kaldırsa ve topu aldığı Yiğit'in koşusunu görse genç oyuncu bir net pozisyona da girebilirdi.
Ömer Üründül - Sabah
Bütün dünyada bazı teknik direktörlerin özel takıntıları var. Bu takıntılar işe yaramasa da ısrar ederler. Bir örnek de Tedesco... Sezon başından beri vurguluyorum; çok yetenekli de olsalar fizik güçleri yeterli olmayan, devamlılıkları olmayan, pres özellikleri yetersiz kalan iki oyuncuya birden orta sahada görev vermek atletizme dönen günümüz futbolunun istediği ilkeye zıt kutup teşkil ediyor. Dün geceki Asensio-Talisca birlikteliği? Tabii ki, 15-20 dakikalık sürelerde birlikte oynayabilirler. Fenerbahçe, ilk değişikliklere kadar sahada son derece pasif bir görüntüdeydi. Hücum gücü çok sıkıntılı, tempo çok düşük, takım savunması arızalı. Tedesco, arkadan hamlelere başladı. Önce üç değişiklik birden yaptı, bunlardan bir tanesi Asensio'ydu. Sonrasında ilginç bir takım tertibi oluştu. Oğuz orta sahada, Brown sol açık? Genç Yiğit Efe sakatlandıktan sonra bu kez orta saha; Semedo, Oğuz, Talisca oldu.
İlk değişikliklerden sonra Fenerbahçe skor dezavantajına düştü. Buna rağmen beraberliği bulduğu gibi, son bölümde görev yerleri tamamen değişik futbolculara rağmen tek kale oynadı. Tedesco'nun yaptığı ilk 11 tercihi neyse ki üç puan kayıpla bitmedi. Bir önemli görüşüm daha var; Duran'ın ne yaptığını anlamak mümkün değil. Güçsüz bir Duran'ın her zaman kırmızı kart potansiyeli olduğunu söyledim. Dün o da gerçekleşti. Dünkü maç bence eğer Tedesco'yu ders niteliğinde olmazsa, derbi rakibinin eksiklerine rağmen çok zor geçer. Ferencvaros teknik direktörünün takımının en başarılı oyuncusu Yusuf'u oyundan alması da doğrusu çok ilginçti.
Gürcan Bilgiç - Fotomaç
Maçın mana ve önemi sakin olmayı birinci sıraya koydu. Beşli savunan, iki santraforla fırsat bekleyen ve bunu defalarca kanıtlamış bir takım vardı karşılarında. Hem onları kaleden uzak tutmak gerekiyordu, hem de "üç puan ilacına" kavuşmak. Merkezdeki eksikler (Bartuğ da listede yoktu) Asensio'yu kaleden uzaklaştırmaya mecbur etti Tedesco'yu. Talisca oyunu kurma görevine, atakları da bitirme görevini ekledi. Oyun aklının karışması beklenendi. Fenerbahçe'nin buna karşılık her iki kanat için de setleri vardı. Kerem ? Talisca ve Brown soldan, Oğuz ? Semedo ve Asensio sağdan kısa pas üçgenleri ile defansın arkasına sarkmak istediler. Başardıkları anlar da oldu ama devre bittiğinde Macarlar'ın direkten dönen iki şutu vardı.
Oyun planına ve taktik disipline rağmen bireysel hatalar ve top kayıplarıyla rakibi davet ettiler kalelerine. Skriniar ve Ederson'a rağmen ikinci sınıf takıma yakışacak kornerden kafa golünü yediler. Daha uygununda Nesryi avuta attı. Yoklardan çözüm bulmak... Yiğit Efe güzel gecesini tamamlayamadı. Mert oyuna girdi ama üç oyuncunun mevkisi değişti. Alvarez stoper oldu, Semedo ön libero. Bir hazırlık maçında olması gereken, riskli deneme... Oğuz'un sola yaklaşması, Nene'nin direkt oynama isteği, rakip ceza alanındaki kaosun arkasından Talisca'nın fırsatı değerlendirmesi... İki takımın oyun dengesinde beraberlik normal sonuç gibi gözükse de, 10 kişi kaldıktan sonra bile kazanmanın peşine düştüler. Duran tuzağa düştü ama tüm takım peşinden geldi, intikamını kovaladı, Macarları kendi ceza alanlarında bıraktılar. Gerilimi yüksek tutup, neleri yapamayacaklarını gösterdiler. Kazanmak önemliydi, kazanmak kadar kafa tutmak da... Pazartesi öncesinde güven tazelediler.