Spor yazarlarının, Süper Lig'in 16. haftasında 3-3 sonuçlanan Trabzonspor - Beşiktaş derbisi hakkındaki yorumlarını sizler için derledik.
Cem Dizdar - Fanatik
İki takımın eksikleri varsa, daha belirleyici olan sanırım Paul Onachu'nun yokluğuydu. Trabzonspor lig ikincisi olsa bile, çoğu maçını bıçak sırtında oynuyordu. Onun yokluğunda işler iyice belirsizleşebilirdi. İki takımın da bu maçta işlerinin zor olacağı tahmin edilebilirdi ama tahmin edilemez olan Beşiktaş'ın yaptıkları oldu. İlk beş dakikadaki iki sarı kart, Orkun Kökçü ile Emirhan Topçu! Baskı artabilirdi, ancak öyle olmadı. Üstelik sol bek oynayan Emirhan'ın bir savunmacının yapmaması gereken yersiz öne hamlelerine rağmen. Örneğin birinde Muçi bacak arası atıp, geçip gitti. Derken düzenli iki atakla Beşiktaş iki farkla öne geçti ama üç dakika sonra Gökhan Sazdağı "Al da at" dedi Muçi'ye. Onlar hata yapar da Trabzonspor savunması geri durur mu? Önce orta sahadan dört pasla kaleci Ersin'e oradan da dört pasla Cerny'e ulaştılar ikinci kez ve 1-3. Bundan sonra maç iyice "git gel"e dönme eğilimindeyken, VAR'dan gelen uyarıyla Toure atıldı ve denklem bir kez daha değişti. İkinci devre Beşiktaş iyice çekildi. Trabzonspor da rakip kaleyi ablukaya aldı. Şut üstüne şut denediler, nihayet maça girmelerini sağlayan gol bir şuttan değil çarpmadan geldi. Baskı yüksekti ama imkanlar da yok değildi, lakin Beşiktaş sadece kaleyi savunmayı düşünüyordu. Bir başka tuhaflık ise 3 gol atmış olan Beşiktaş'ın ilk kornerini 80'de kullanmış olmasıydı. Kontrada Jurasek topu Abraham'a geçirse başka bir hal alacak maç, başından beri o bölgeden deneyen Zubkov çapraz şutuyla dengeye geldi.
Uğur Meleke - Hürriyet
Bu sezonun ilk yarısında 6 derbi oynandı, bunların dördünde çok erken kırmızı kartlara şahit olduk: Okay Fenerbahçe önünde 20'de, Davinson Beşiktaş karşısında 34'te, Orkun Fenerbahçe maçında 26'da, dün Trabzon'da da Bilal Toure 37'de atıldı. Tüm bu derbilerde bir takım 1 saatin üzerinde 10 kişi oynamak zorunda kaldı. Haliyle de bu sezon neredeyse hiçbir derbiyi bütüncül bir şekilde analiz edemedik. Hep iki parçaya böldük maçları. Dünkü derbiyi de iki ayrı 45 dakika ve iki perde olarak ele almak durumundayız. Orta sahaların yürüyerek geçildiği, savunmaların parçalandığı, iki takımın da önemli fırsatlar yakaladığı ilk 45 dakikanın anahtar detayı bence hava topları idi. Dün ilk devrede Beşiktaş havada yüzde 75'lik ezici bir üstünlük kurdu ev sahibi ekibe karşı. Sebebi de aslında basitti: Sergen Yalçın ilk 11'deki 4 uzun sayısını Emirhan ve Abraham'ı ekleyerek 6'ya çıkardı. Dün Beşiktaş'ın birinci ve üçüncü gollerinde hem Bilal'in hem de Abraham'ın hava toplarını aldığını, Trabzon'da göklerde kurdukları üstünlükle 3-1'i bulduklarını görüyoruz. Tabii ki dün 36'da Bilal Toure'nin gördüğü kırmızı kart sonrası farklı bir maç başladı Trabzon'da. Bordo mavililer son 1 saatte topa neredeyse tamamen sahip oldular, Tekke de peş peşe değişikliklerle baskının dozajını artırdı. Beşiktaş da bu sezon belki beşinci defa ikinci devrede Sergen Yalçın vitesine geçti, kontağı neredeyse kapattı tamamen! Bordo mavililerde Zubkov ikinci yarı sazı eline aldı ancak 3-3'ten fazlasına yetmedi onun çabası.
Güntekin Onay - Hürriyet
Beşiktaş, ilk yarım saatte 3-1'i buldu ve asla güven vermeyen Trabzonspor savunma hattı karşısında daha fazla gol pozisyonu bulmaması için de hiçbir neden yoktu. 2 asistle oynayan o dakikaya kadar sahanın en etkili oyuncusu El Bilal Toure'nin kırmızı kartı görmesi ile maçın gidişatında her şey Beşiktaş'ın istediği gibi giderken işler tamamen değişti. İkinci yarıda 1 kişi eksik oynayan Beşiktaş çok fazla savunmada kaldı. Cerny ile çok net bir fırsatı değerlendiremeyen siyah beyazlılar, maçı 4-1'e getirebilse Trabzon'dan galibiyetle dönerdi. Ancak anlamsız bir şekilde Abraham'ın akan oyunda aşırı derecede savunmaya gelmesi, adeta bir sağ bek gibi konuşlanması ile Beşiktaş rakip yarı sahaya gidemedi. Bir pas istasyonu bulamadığı için de Trabzonspor'dan baskı yedi ve çıkamadı. Yorulanlar, 90 dakikayı çıkartamayan oyuncular tabii ki olacak ancak Demir Ege, Taylan ve Jurasek hamleleri oyuna hiçbir şey katmadı. Dün 3-3 biten maç belki heyecan olarak herkesi tatmin etti ama bu skor kesinlikle iki tarafı da mutlu etmedi. Sergen Yalçın daha önceki teknik adamlık döneminde zor anlarda verdiği kritik kararlar ile takımına maç kazandırabiliyordu. Ancak bu sezon Sergen hocanın çözüm üretemediğin de altını çizelim.
Ercan Taner - Sözcü
Trabzonspor'un başlangıcı etkileyici, Beşiktaş'ın defansif anlayışı normaldi. Kendi evinde hemen golü bulmak istiyordu Fatih Tekke'nin takımı. Böyle maçlarda atak yapmak ve sonrasında gol şansını değerlendirmek çok önemli. Mesela Toure'nin hazırladığı pozisyonda Abraham golü atamasa, baskı devam edecekti. Abraham'ın golünden sonra bu defa iyice risk alarak yükleniyordu ev sahibi Trabzonspor. Çabuk ataklar, saldıran takımlar için büyük tehlike oluşturabilir. Cerny ile 2-0'ı bulan Beşiktaş, oyunu yine yavaşlatmak istedi. Bireysel hatalarda bu sezon bambaşka bir seviyeye yükselen Beşiktaş savunmasında Gökhan topu Muçi'nin ayağına bırakınca Trabzonspor umutlandı. Ev sahibi savunmasını orta saha çizgisine yaklaştırarak baskıya devam etmek istiyordu. Yine çabuk atakta Cerny üçüncü golü atmıştı Beşiktaş adına. Toure'nin VAR'a takılan pozisyonu hakem tarafından kırmızı kart olarak yorumlandı. Rashica'nın kaleciyle karşı karşıya kalacakken kendini yerde bulduğu tartışmalı bir pozisyon var, bu pozisyon gözlerden uzak kaldı. Düşünülmesi gereken, Beşiktaş'ın yine önemli bir maçta 10 kişi kalması. Sergen Yalçın 4-4-1'e döndü. Mesele eksik kalınca mücadeleye devam edebilmekte. İkinci yarının büyük bölümü tek kale şeklinde gitti. Beşiktaş çok zayıf bir takım gibi sadece defansı düşünüyordu. Böyle olmaz! Golü yersin. Zubkov'un şutu Oulai'ye çarpınca maç Beşiktaş için iyice zora girmişti. Sonra baskı tavan yaptı. Gol mutlaka gelecekti, bu barizdi. Zubkov beraberlik golünü attı.