Zeki Çelik, A Milli Takımın Dünya Kupası yolcuğu ve Roma'daki kariyeri hakkında açıklamalar yaptı.
Roma'da forma giyen milli futbolcu Zeki Çelik, play-off'ları geçerek 2026 FIFA Dünya Kupası'na katılacaklarına inandığını söyledi.
2026 FIFA Dünya Kupası'na katılmak için mart ayında tek maç eleme usulüne göre oynanacak play-off maçlarının zorlu geçeceğini ancak milli takım olarak buna hazır olduklarını belirten Zeki, "Romanya, son dönemlerde çıkış yakalayan bir rakip. Bizim için çok kritik bir maç. Romanya maçını kesinlikle kazanmamız ve Dünya Kupası hayaline bir adım daha yaklaşmamız gerekiyor. Ondan sonra Slovakya veya Kosova gelecek. O maçı da kazanacağımıza inanıyorum. Hedefimiz kesinlikle Dünya Kupası'na katılmak." dedi.
"Lucescu çok kaliteli bir hoca ve dikkatli olmamız gerekiyor"
Ay-yıldızlı ekibin kadrosunda bulunduğu için gurur duyduğunu aktaran Zeki Çelik, A Milli Takım formasını giydiği ilk gün hakkında, "İlk milli takıma seçildiğim zaman ailem ve arkadaşlarımdan ne kadar mesaj aldığımı anlatamam. Sağ olsun şu an Romanya'nın hocası Lucescu, beni o zaman milli takıma çağırmıştı. İlk iki kampta oynatmadı ama sonra Rusya maçında son beş dakika oyuna aldı. Benim için unutulmaz bir andı. Çok heyecanlıydım. O maçlarda oynamak beni Avrupa'ya taşıdı. Lille transferimi daha da kolaylaştırdı. Lucescu, gerçekten çok kaliteli bir hoca ve Romanya'nın başında, dikkatli olmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Milli takım kamplarının çok neşeli geçtiğini dile getiren Zeki Çelik, "Milli takıma geldiğimde her zaman çok neşeli bir takım görüyorum. Yemeklerde ve sonrasında kimse doğrudan odasına gitmiyor, herkes birbiriyle muhabbette, birileri masa tenisi, birileri bilardo, birileri PlayStation oynuyor. Herkes birbiriyle iletişim halinde ve bu formanın değerinin farkında. Hem genç hem de enerjik bir takımımız var." şeklinde konuştu.
"Dünya Kupası hasretini sona erdirmek istiyoruz"
Türkiye'nin 24 yıllık Dünya Kupası hasretinin hatırlatılması üzerine 28 yaşındaki milli futbolcu, "Kesinlikle bu hasreti sona erdirmek istiyoruz. En son Dünya Kupası'na gittiğimizde 5-6 yaşındaydım ve hala o maçların özetlerini izlediğimde ne kadar güzel bir duygu olduğunu hissedebiliyorum. Ülkemiz için çok gurur verici bir olay. Bu takım, çok kaliteli bir takım ve oraya gitmeyi hak ediyor. Geçen sene hazırlık maçı oynamaya ABD'ye gitmiştik ve ortamı gördük. Keyifli bir ortam. Ben her zaman bir ülkede oynanması taraftarıyım ama tabii ki böyle karar verdiler. Diğer ülkeleri de Kanada'yı da Meksika'yı da hiç görmedim. Umarım görmek nasip olur." değerlendirmesinde bulundu.
"O zamanlar gerçekten çok küçüktüm. Sadece özetlerde izlediğim şeyleri hatırlıyorum. İlhan Mansız'ın Senegal'e attığı golü hatırlıyorum. Onun dışında çok hatırlayamıyorum. EURO 2008'i daha iyi hatırlıyorum." diyen Zeki, Dünya Kupası denilince aklına gelen şeylerle ilgili, "Aklıma ilk gelen Brezilya'nın Almanya'ya yenilmesi, 7-1'lik o maç. Brezilya için çok üzücü bir andı. Bir de Fransa'ya ilk gittiğimde Fransa Dünya Kupası'nı almıştı. Lille'e transfer olduğum ilk gün Fransa'nın maçı vardı. İkisi hep aklımdadır. Çocukluğumda hep Ronaldinho'yu izlerdim. Onun oyun tarzı çok hoşuma giderdi. Fenomen Ronaldo'yu çok izlerdim. Messi ve Ronaldo zaten tartışılmaz. Dünyanın en iyi futbolcuları." şeklinde konuştu.
"Turnuvalarda her zaman ilk maç çok önemli"
Milli takımın puansız kapattığı 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan (EURO 2020) büyük dersler aldıklarının altını çizen ay-yıldızlı oyuncu, "Bir maçın ne kadar önemli olacağını o turnuvada gördük. İlk maçlar her zaman çok kritik, bunu anladık. 2020'de İtalya'ya karşı üzücü bir mağlubiyet aldık. Ondan sonra takımın gardı çok düştü ve bir daha da toparlayamadık. Ama 2024'e baktığımız zaman Gürcistan karşısında bir galibiyetle çok farklı bir hava yakaladık ve ondan sonrası geldi. Turnuvalarda her zaman ilk maç çok önemli, mağlup olmamak çok önemli ve galip gelmek takımı moral olarak çok yukarı taşıyor. Ve o gün kadrodan birçok oyuncu 2024'e de katıldı ve tecrübemizle takıma destek olduk ve fark oluşturduk diyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.
Zeki Çelik, "Gözlerini kapattığında EURO 2024 ile ilgili aklına ilk neler geliyor?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Aklıma ilk kamp yaptığımız yerdeki keyifli anlarımız geliyor. Hiç medyaya çıkmadı ama takımla karaoke yaptık, herkes şarkı söyledi. Bunlar çok keyifli anlardı. Maçlardan sonraki galibiyet sevinçlerimiz çok özeldi. Tabii ki benim için üzücü bir an da var. Hollanda maçında kaçırdığım golü unutamıyorum ama futbolda bazen böyle anlar olabiliyor. Semih Şentürk'ün Hırvatistan'a attığı golden sonra evde deliler gibi koşmuştum. Benim için de öyle bir an olabilirdi ama olmadı. Tabii ki üzücü bir an, hiçbir zaman unutamayacağım ama hayat devam ediyor. Almanya'da inanılmaz bir atmosfer vardı. Hem stada giderken hem maçtan sonra. Taraftar yürüyüşü ve diğer bütün videoları izliyordum. Ne kadar tutkulu ve keyifli bir turnuva olacağını o gün görmüştüm."
Milli futbolcu, "Karaokede sana hangi şarkı denk geldi?" sorusunu, "Kürt kökenli olduğum için benimle uğraşmayı da çok seviyorlar sağ olsunlar. Bana 'Şemmame'yi söylettiler. Ben de 'Tek başıma söylemem.' dedim. Muhammed Şengezer'le beraber söyledik. Videomuz da var, keyifli bir andı." şeklinde yanıtladı.
Zeki, 2026 FIFA Dünya Kupası Elemeleri'nde Konya'da İspanya'ya karşı farklı kaybedilen maç hakkında, "İspanya, çok kaliteli bir takım. Onlara karşı en az onlar kadar, hatta onlardan daha fazla koşman gerek. O gün bence bunu biraz eksik yaptık, sonrasında maçın analizini de yaptık ve hocamız hatalarımızı net bir şekilde gösterdi. O maça farklı şekilde odaklandık. Bazen duygularla çok motive olunca bildiğin şeyleri yapamıyorsun, ağır bir yenilgi oldu. Bazen böyle yenilgiler bizi daha ileri taşıyor. O maçtan sonra takım olarak daha dikkatli ve daha iyi oynuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk Milli Takımı formasını giyiyorsan hiçbir zaman umutsuzluğa yer yoktur"
Milli futbolcu, "İspanya'ya sahamızda 6 farklı yenildik, deplasmandaki maç öncesinde oyuncular arasında umutsuzluk var mıydı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Milli takım formasını giymek her zaman çok özeldir. Hiçbir zaman umutsuzluğumuz olmadı. Çünkü oynayan, oynamayan herkes hazırdı. Birçok eksik oyuncumuz vardı ama diğer oyuncular da hazır olduğunu antrenmanlarda gösterdi. Hoca antrenmanda kadroyu açıkladığında, o gün İspanya'ya karşı iyi bir şeyler yapacağımızı anladım. Çünkü herkes çok hazır ve istekliydi, bu da Dünya Kupası için çok önemli. Çünkü sadece 11 futbolcuya ihtiyacımız yok, yeri geliyor 23 futbolcuyu da kullanıyorsun. Bu takım, bizim takım, bu kaliteye sahip diyebilirim. Tüm oyuncuların her zaman hazır olduğu bir takımımız var. Türk Milli Takımı formasını giyiyorsan hiçbir zaman umutsuzluğa yer yoktur."
Zeki Çelik, milli takımda yetenekli çok fazla oyuncu bulunduğunu ifade ederek, "Bunların en başında Arda ve Kenan geliyor. Bunlar bence rakibi direkt korkutuyor. Mütevazı bir takımız ve takım olarak oynuyoruz ama Arda ve Kenan fark oluşturuyor diyebilirim." dedi.
"Montella, çok sakin ve adaletli bir insan"
A Milli Takım'ın İtalyan teknik direktörü Vincenzo Montella ile çok iyi bir uyum yakaladıklarının altını çizen Zeki, şu ifadeleri kullandı:
"Montella, çok sakin ve adaletli bir insan. Takımdaki herkes bunu görüyor, taktik disiplinini ve ne istediğini bize çok iyi yansıtıyor. Takımda herkes ne yapacağını bildiği için sahada kendini çok rahat hissediyor. Bu yüzden de başarı geliyor. Umarım uzun yıllar bizimle devam eder. Bazen maçlarıma geliyor. Maçlardan önce bana yazıyor veya sonrasında da tebrik mesajı yolluyor. İtalya'da evlerimiz de yakın. Genelde Türkiye'de olduğu için çok görüşemiyoruz ama her zaman iletişim halindeyiz. Tabii İtalyanca da konuşuyoruz. Onunla konuşurken çekiniyorum ama basit şeyleri konuşabiliyoruz. Eğer çok uzun bir konuşma olacaksa oyunla ilgili, tercümanla konuşmayı tercih ediyorum. Çünkü birbirimizi iyi anlamamız gerek ama onun dışında günlük hayatta rahat bir şekilde konuşabiliyoruz."
"Şu an tek düşündüğüm şey Dünya Kupası'na katılmak"
Milli futbolcu, "Fransa'da şampiyonluk yaşadın. Roma ile zirve mücadelesi veriyorsun. Bundan sonraki hedeflerin neler?" sorusunu, "Hiçbir zaman çok ileriye bakmayı tercih etmiyorum. Her zaman önümdeki maçı oynayıp keyif almaya bakıyorum. Futbolda bir günde her şey değişebiliyor veya bir ay sonra bambaşka bir ortam oluşabiliyor. Şu anda futbol oynamaktan ve her gün antrenmana gitmekten keyif alıyorum. Benim için önemli olan bu. Hedefler her zaman yukarı çıkmaktır. Benim de hedefim her zaman daha iyi oynayıp yukarılara çıkmak. Hedeflerime adım adım gidiyorum ama şu an tek düşündüğüm şey Dünya Kupası'na katılmak." şeklinde cevapladı.
Bursaspor altyapısında yetişen ve Bursa'da A Milli Takım forması ile sahaya çıkan Zeki, "Bursaspor altyapısında 8 sene oynadım ve Bursaspor'dan ayrılışım beni biraz üzmüştü. Çünkü Bursaspor altyapısında oynayan her çocuğun hayali A takımda forma giymektir ve stat da yeni yapılıyordu. O zamanlar forma şansı bulamadım, başka takımlara gittim ve çok üzülmüştüm. Stadın yanından metro geçer, ben de o zamanlar antrenmana giderken metronun içinde 'Bir gün burada oynayacağım.' demiştim, o da milli takımla nasip oldu. Bir önceki Hırvatistan maçında, son olarak Bulgaristan'a karşı Bursa'da oynadım. Sağ olsunlar taraftarlar da beni tribüne çağırdı ve Bursa'nın evladısın diye de destek gösterdi. Benim için çok özel bir andı." ifadelerini kullandı.
Zeki Çelik, oynamak istediği statlarla ilgili bir soruya, "İspanya Ligi'ni çocukluğumdan bu yana çok takip ederdim. Fransa'da, İtalya'da oynadım ama İspanya'da oynayamadım. İngiltere'de Chelsea'nin stadında maça çıktım. Manchester United, Liverpool, Real Madrid ve Barcelona'nın statlarında maça çıkmayı her zaman isterim." yanıtını verdi.
Milli futbolcu, gençken mevkisinde örnek aldığı oyuncuları ise "Gençken birçok futbolcu izledim, oyun tarzlarını analiz ettim. Dani Alves, Philipp Lahm, Kyle Walker gibi birçok oyuncuyu izleyip kendime idol aldığım oldu." şeklinde açıkladı.
"Cafu'nun lakabı 'IL Pendolino'ymuş, şu an bana da öyle diyorlar"
Zeki, Roma taraftarının kendisini, Brezilyalı efsane futbolcu Cafu ile özdeşleştirip "Yeni Cafu" benzetmeleri hakkında ise "Cafu, Roma'da çok önemli bir performans sergiledi. Ben de iyi oynadığım için beni onunla eşleştiriyorlar. Onunla eşleştirilmek benim için çok önemli. Cafu'nun lakabı 'IL Pendolino'ymuş, şu an bana da öyle diyorlar. Bu da tren anlamına geliyormuş, yani tren gibi gidip gelen bir futbolcu lakabı buldular bana. Bu da hoşuma gidiyor. Ben Cafu'yu çok izleme şansı bulamadım, çünkü o zamanlar 5-6 yaşındaydım ama herkes çok kaliteli bir futbolcu diye anlatır." ifadelerini kullandı.
Milli futbolcu, İtalya'da derbilerdeki atmosferlerin çok ateşli olduğunu aktararak, "Her zaman derbiler çok özel. Ne zaman derbilerde oynasak baskıyı hissediyorsun ama evimizde derbiler çok daha özel, çok keyif aldım. Onun dışında UEFA maçları, çeyrek final, yarı final ve final maçları çok özeldi. Bu maçlar benim için unutulmaz. Evimizdeki maçlarda kale arkasındaki dev bayraklar gözüme çarpıyor ve bugün iyi oynamam gerek, onlar için bir şeyler yapmam gerek diye düşünüyorum. Gerçekten her maça yüzde yüz destekleriyle geliyorlar ve futbolcular için bu çok özel. Türkiye'de Süper Lig'de oynamadığım için derbiyi yaşayamadım ama Roma-Lazio derbisi denildiği kadar büyük bir derbi. Sahada her an özel hissediyorsun ve kazanınca şehir havalara uçuyor. Gerçekten çok özel bir an." şeklinde konuştu.