Galatasaray'ın efsane isimlerinden Reinhard Stumpf, sarı-kırmızılıların Eintracht Frankfurt ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi maçı öncesinde Mackolik'e özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray'ın maçı kazanabileceğinden hiç şüphe duymayan Stumpf, kendi döneminde yaşadığı unutulmaz anılarını da anlattı.
1990'lı yılların unutulmaz Avrupa serüvenlerinde Galatasaray formasıyla tarihi maçlara çıkan Reinhard Stumpf, Mackolik Muhabiri İrem Ceyda Öztürk'ün sorularını yanıtladı. Alman savunmacı, Galatasaray'da forma giydiği dönemde Eintracht Frankfurt karşılaşmasından Manchester United beraberliğine kadar unutulmaz anılarını, takım ruhunu ve Türk futbolunun büyüme sürecini anlattı.
Reinhard Stumpf, 1961 yılında Almanya'da doğdu. 1990-91 sezonunda Kaiserslautern formasıyla Bundesliga şampiyonluğu yaşayan Stumpf, 1992'de transfer olduğu Galatasaray'da kısa sürede taraftarın unutulmazları arasına girdi. Sarı-kırmızılı forma altında UEFA Kupası yolculuğunun temellerini atan efsane kadronun savunmasında yer aldı. Futbolculuğun ardından 2005'te Eric Gerets'in yardımcısı olarak Galatasaray'a geri döndü. 2007'de Gençlerbirliği'nde teknik direktörlük görevini üstlenen Stumpf, daha sonra Al Hilal'de yardımcı antrenörlük yaptı; sırasıyla Wacker Burghausen, Al Shabab ve Al Ettifaq'ta teknik direktörlük görevlerinde bulundu.
"Rakibim olan Eintracht Frankfurt'u elemek çılgıncaydı"
Sarı-kırmızlı forma ile çıktığı Frankfurt maçında unutamadığı anlardan bahseden Alman yıldız, "Galatasaray'ın Avrupa'da ne kadar iyi olduğunu göstermek istiyorduk. Ama o dönemde biz kesinlikle "outsider"dık. Çünkü Frankfurt'un Yeboah, Okocha, Falkenmayer gibi gerçekten çok kaliteli oyunculardan oluşan harika bir kadrosu vardı. Orada oynamak bizim için zordu ama bizim de çok güçlü bir takımımız vardı. Frankfurt'taki beraberlik, ardından İstanbul'daki 1-0'lık galibiyet gerçekten harikaydı. Bu, Galatasaray'daki en iyi anılarımdan biriydi. Kendi ülkemde oynayıp yıllardır rakibim olan Eintracht Frankfurt'u elemek çılgıncaydı. Gerçekten inanılmaz bir anıydı. Maçla ilgili unutamadığım en önemli şeylerden biri taraftarlardı. Başka bir ülkede oynuyorduk ama stadın üçte ikisi Türklerle doluydu. Sadece Galatasaray değil Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş bayraklarını da gördüm. O an Türk futbolunu bambaşka bir şekilde hissettim. Normalde Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş birbirine rakiptir ama o an bütün Türk futbolseverler bizim arkamızdaydı." dedi.
"Galatasaray'ın efsane döneminin başlangıcıydı"
İstanbul'daki rövanşta alınan galibiyetin Türk futbol tarihi açısından önemine değinen Stumpf, "Maçta benim için ayrıca güzel olan şey Uğur'a yaptığım asistti. Ayrıca o da Almanya'da büyüdü, futbola orada başladı. Onunla birlikte o golü bulmak, 1-0 öne geçmek gerçekten çok anlamlıydı. Sadece o gol değil, diğer tüm oyuncular da Frankfurt'a karşı olağanüstü bir performans sergilediler. Biz bu maçı kazanmayı hak ettik. Bu aslında Galatasaray'ın efsane döneminin başlangıcıydı. Sonraki 10?15 yıl boyunca gelen büyük başarıların temeli bu takımda atıldı. 2000 yılında Galatasaray, UEFA Kupası'nı kazandığında sahada olan oyuncuların çoğu işte o dönemin futbolcularıydı. Bunu unutmamak gerekir." ifadelerinde bulundu.
"Galatasaray için oynadığım her maç benim için unutulmazdır"
Sarı-kırmızılı forma ile çıktığı her maçın kendisi için değerli olduğunu belirten Reinhard Stumpf, "Galatasaray için oynadığım bütün maçlar benim için unutulmaz. Elbette bazı maçlar Galatasaray taraftarları ve Türk futbolseverler için özellikle unutulmazdır. Eintracht Frankfurt, Manchester United ile deplasmanda oynanan 3-3'lük maç, ardından İstanbul'daki 0-0 beraberlik? Hepsinin ayrı bir değeri var çünkü biz o maçlarda bir şeyler başardık. Bunların hepsi herkes için çok özel anlar oldu. Ama sadece büyük maçlar değil, daha küçük gibi görünen karşılaşmalar da benim için çok değerli. Mesela ilk yılımızda oynadığımız son maçta Ankaragücü'nü yenmemiz gerekiyordu. O maçı kazandık ve şampiyon olduk. Bu da unutulmaz bir andı. Kısacası, Galatasaray için oynadığım her maç benim için unutulmazdır." ifadelerinde bulundu.
"Türk futbolu bu takıma, o başarıya teşekkür borçludur"
Galatasaray'ın Türk futbol tarihinde önemli bir başarıya imza attığını hatırlatarak, "Bir Türk takımının Şampiyonlar Ligi grup aşamasına kalmayı başardığı ilk seferdi. Bu unutulmaz bir şeydi. Sadece Galatasaray için değil, Türkiye'deki tüm kulüpler için ve Türk futbolunun tarihi açısından unutulmaz bir gündü. Çünkü o gün, Manchester'da oynayıp 3-3 berabere kaldığımızda, aslında bir üst tura gitmenin temellerini atmıştık. Biliyorduk ki Manchester'da kaybetmezsek, bir sonraki tur için büyük bir şansımız olacaktı.
Bu takımın ne kadar büyük olduğunu, dostluğu, arkadaşlığı, kadro kalitesini? Bu noktaya ulaşmak ve Galatasaray için, Türk futbolu için altın dönemi başlatmak büyük bir başarıydı. Türk futbolu da uluslararası grup aşamasına atılan bu ilk adımla büyümeye başlamıştı. Bu yüzden tüm kulüpler o takıma minnettar olmalı ve teşekkür etmeli. Bugün Türk futbolunun Avrupa'da büyümesinin, gelişmesinin ve Galatasaray'ın son 30 yıldır büyük bir kulüp olarak tanınmasının temelinde o dönem var. Artık herkes Galatasaray'da oynamak istiyor; sadece para için değil, büyük bir geçmişe sahip, onurlu bir kulübün formasını giymek için. Dediğim gibi Türk futbolu bu takıma, o başarıya teşekkür borçludur." şeklinde konuştu.
"Galatasaray deplasmandaki maçı kazanabilecek güçte"
Galatasaray'ın 18 Eylül'de Eintracht Frankfurt ile oynayacağı Şampiyonlar Ligi maçını değerlendiren Reinhard Stumpf, "Bunu yanıtlamak benim için biraz zor çünkü farklı bir dönemden bahsediyoruz. Biz Frankfurt'a karşı oynadığımızda, "underdog"tuk. Hiç kimse bize Frankfurt karşısında gerçek bir şans vermiyordu. Ama bugün durum farklı. Galatasaray artık Avrupa arenasında kendini kanıtlamış bir takım. Çok iyi oyuncuları var. Mesela İlkay Gündoğan. Bu gerçekten çok olumlu bir durum. Süper Lig'de de son üç yılda üst üste şampiyon oldular.
Frankfurt da geçen sezonu çok iyi geçirdi. Son 3-4 yıldır uluslararası arenada istikrarlı bir şekilde yer alıyorlar. Bu yüzden maç kesinlikle çok zorlu geçecek. Ama dediğim gibi Galatasaray, Eintracht Frankfurt'a karşı mücadele edecek kadar güçlü. Hatta bu maçı Frankfurt'ta kazanabilecek güçteler. Galatasaray'ın bu karşılaşmayı kazanabileceğinden hiç şüphem yok." değerlendirmesinde bulundu.
"İlkay Gündoğan'ın Şampiyonlar Ligi'nde fark yaratabileceğine inanıyorum"
Sarı-kırmızlı takımın mevcut kadrosu hakkında değerlendirmede bulunan Alman çalıştırıcı, "Mevcut kadrodan bazı oyuncuları tanıyorum ama sezonun başında doğru kadro mu, değil mi bunu söylemek kolay olmaz. İlkay Gündoğan çok iyi bir oyuncu ve onun özellikle Şampiyonlar Ligi'nde fark yaratabileceğine inanıyorum. Ama tabii sezon boyunca ne olacağını bilemezsiniz. Ben kimseye, oyunculara, kulübe fazladan baskı yapmak istemem. Galatasaray bence elinden gelenin en iyisini yaptı. Çok para harcadılar ve zaten Türkiye'de büyük takımlar için beklentiler her zaman yüksektir. Bence en önemli şey maç maç kazanmaları. Eğer işler yolunda giderse herkes "Bakın, bu şimdiye kadar kurulmuş en iyi kadro" diyecek. Eğer başarısız olurlarsa bu kez de "Şu oyuncuyu aldılar, hata yaptılar, bu transfer yanlış, hoca tercihi yanlış" denecek. İşte bu medya. Medya her zaman oyunculara, hocalara baskı yapar. Sonunda kimin haklı olduğunu yine başarı gösterecek. Benim dileğim ve temennim, Galatasaray'ın bu kadroyla çok iyi bir sezon geçirmesi." ifadelerini kullandı.
"Galatasaray'a geri dönmek beni çok mutlu etmişti"
2005 yılında Galatasaray'a Eric Gerets'in yardımcısı olarak geri dönen Reinhard Stumpf, o dönemi şöyle anlattı:
"Bu farklı bir dönemdi. Benim oynadığım yıllardan yaklaşık 15 yıl sonrasına denk geliyor. Galatasaray'a geri dönmek, kulübümde olmak beni çok mutlu etmişti. Elbette o dönemde yardımcı antrenördüm ve Eric Gerets'in altında çalışıyordum. Zaten onunla daha önce Almanya'da da birlikte çalışmıştık. Birbirimizi tanıyorduk, güçlü ve zayıf yanlarımızı biliyorduk. Hep, bir gün Galatasaray'da teknik direktör olarak çalışma şansı elde etmeyi umut ettim ve diledim. Ama bazen bazı şeyler insanın kaderinde olmuyor. Yine de İstanbul'a geri dönmekten büyük keyif aldım çünkü İstanbul'u çok seviyorum. Futbolculuk dönemimden birçok arkadaşım hala oradaydı. Takım açısından da o dönemde gerçekten çok iyi bir kadromuz vardı. Şampiyonluk yaşadık ve Avrupa'da da mücadele ettik. Her şey gayet güzeldi."
"Okan Buruk, Galatasaray'ın en büyük yeteneklerinden biriydi"
1992-93 ve 1993-94 sezonlarında Okan Buruk'la takım arkadaşı olan, 2006-07'de Eric Gerets'in yardımcısı olarak bu kez ona hocalık yapan Reinhard Stumpf, 51 yaşındaki teknik direktör için şu ifadeleri kullandı:
"Okan konusuna gelirsek? Ben döndüğümde o daha olgun, tecrübeli bir oyuncuydu ve her zaman çok saygı duyduğum isimlerden biriydi. Çünkü benim futbolcu olduğum dönemde Galatasaray'ın en büyük yeteneklerinden biriydi. Maalesef o korkunç sakatlığı yaşadı, bacağı kırıldı. Bence çok başarılı bir kariyeri oldu ama bu sakatlık yeteneklerinin en az %10-15'ini elinden aldı. Sağ kanatta oynarken öyle bir seviyedeydi ki tarif etmek zor. O sakatlıktan önceki hali gerçekten inanılmazdı. Onun Galatasaray'da başarılı olmasına çok sevindim. Umarım uzun yıllar boyunca Galatasaray'da başarılı bir teknik direktör olarak kalır. Bunu gerçekten hak ediyor."
"Arda Turan, çok zeki biriydi"
Arda Turan hakkında da görüşlerini paylaşan teknik adam, "Arda'ya gelirsek? O da tıpkı Okan gibi olağanüstü bir futbolcuydu. Fakat disiplin konusunda biraz daha fazla sıkıntı yaşıyordu. Bu yüzden onu Manisaspor'a kiraladık. Orada çok iyi bir performans gösterdi ve geri döndüğünde gerçek potansiyelini kanıtladı. Sonrasında da yurt dışına gidip İspanya'ya damga vurdu. Açıkçası, bir gün teknik direktör olacağına çok da inanmıyordum çünkü futbolcuyken hocalar için oldukça zor bir oyuncuydu, onlarla sık sık problem yaşardı. Ama çok zeki biriydi, her şey gayet mükemmel görünüyordu. Teknik direktör olarak nasıl olur, nereye kadar gider, hedefi nedir, bunu söylemem zor. Dilerim futbolculuğunda yaşadığı şeyleri göz önünde bulundurur ve oyuncularıyla da aynı alışkanlıklar, aynı tutumlarla baş etmeyi öğrenir. Eğer bunu yapabilirse çok başarılı olabilir. Eğer Okan gibi başarılı bir teknik direktör olursa bundan büyük mutluluk duyarım. Arda'yı futbolcu olarak anlatacak çok şeyim var ama teknik direktör olarak şu an için söyleyebileceklerim sınırlı. Ona en iyi dileklerimi sunuyorum. İnşallah, oyunculuk kariyerinde olduğu gibi teknik direktörlükte de başarılı olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Leroy Sane'nin milli takımda devam etmesini diliyorum"
Reinhard Stumpf, Leroy Sane'nin babası Souleyman Sane ile birçok kez karşılıklı oynadığını belirterek sarı-kırmızlıların yeni transferi ile ilgili görüşlerini paylaştı:
"Bence çok büyük bir potansiyele sahip biri. Bayern Münih'te oynuyordu ve zaten kötü oyuncular Bayern Münih'te forma giyemez. Onu tanıyorum; iyi bir kanat oyuncusu. Bazen fark yaratabiliyor, bazen de zorlanıyor. Onun jenerasyonunda bu tür iniş çıkışlar biraz problem olabiliyor. Karşılaştırma yapmak istemem ama babasını da iyi bilirim. Kaiserslautern ve Offenbach'ta forma giydiğim dönemlerde onunla birçok kez karşı karşıya geldik. Nürnberg'de oynuyordu. Çok iyi bir forvetti. İnanılmaz bir hızı vardı, tehlikeli bir santrfordu. Leroy da babasından pek çok şey almış. Onun milli takımda devam etmesini diliyorum. Umarım harika bir sezon geçirir ve transferinde beklendiği gibi o beklenen seviyeye ulaşır. Ona en iyi dileklerimi iletiyorum."