Galler ile golsüz berabere kalan Milli Takımımız ile ilgili öne çıkan yorumlar...
UEFA Uluslar Ligi'nin 5. haftasında A Milli Futbol Takımımız, Galler ile golsüz berabere kaldı.
Mücadeleye dair öne çıkan yorumları sizler için derledik.
Engin Kehale - Hürriyet
Bellamy'nin başlangıç maçında ilk yarı bizi bayağı zorlamış, topun ve oyunun hâkimi olmuş ancak sonuç alamamışlardı. Kayseri'deki senaryo ise farklıydı. Montella'nın santrforsuz sistemi, topa %70 civarı sahip olmayı getirirken Galler'in kalemize ilk şutu devrenin sonlarında Wilson'ın direkten dönen topuyla geldi. Türkiye'nin hanesinde ise 11 şut, 17 rakip ceza sahasında buluşma vardı. Bu yapı, belki rakip ceza sahasında bitiricilik getirmiyor ancak enerjik ve hızlı bir milli takım izlettiriyor. Yerimizin B Ligi değil, A Ligi olduğunu hissettiriyor. Dün ilk 45 dakikayı keyifle, heyecanla ve takımımızla gurur duyarak izledik. Bellamy'nin ikinci yarıdaki Daniel James hamlesi, Galler'in kontra tehdidini artırsa da Montella, İsmail hamlesiyle buna karşılık vererek top kaybı anlarında kırılgan olmamızı engelledi. Oyun ritmi biraz düştüğünde Enes ile bu sefer kutu içerisinde daha etkili olmayı hedefledik. Galibiyete ihtiyacı olan takım Galler'di ama kazanmaya oynayan takım bizdik. Maç boyu aradığımız gole Kerem penaltısıyla ramak kalmıştı ki direk izin vermedi. Artık sırada Karadağ'da bu işi bitirip ait olduğumuz lige yükselme var.
Uğur Meleke - Hürriyet
Dün Kayseri'de oynanan milli müsabakayı doğru okuyabilmek için önce Uluslar Ligi'nin yeni formatını anlamak gerek. Dünkü maçı izleyen sporseverler Galler'in neden 1 puanı hedeflediğini anlayamamış olabilirler. Sebebi şu: Uluslar Ligi'nde format bu sezon değişti. Galler bu grubu ikinci bitirse dahi A Ligi'ne terfi play-off'u oynayacak. Ayrıca grubu ikinci bitirirlerse bir de orta vadede Dünya Kupası play-off turu şansları söz konusu. Bu yüzden de Bellamy kendi ülkesi açısından doğru olanı yaptı, 1 puanı ve grup ikinciliğini hedefledi. Bizim takımımızsa dün ilk 60-70 dakikada topa sahip olan, parmak uçlarında oynayan, öne doğru deneyen, pozisyon yaratan taraftı. Özellikle ilk devrede iyiydik, tek eksiğimiz goldü Kayseri'de. İlk 45'te şutlarda 11-1, kornerlerde 6-1 üstündük. Ama atamadık bir türlü. İkinci yarıda hem bizde yorgunluklar-sakatlıklar baş gösterdi, hem de Galler'in kontratak silahı Dan James'in girişiyle biraz daha güvenli oynadık. Yine de denedik, bir de penaltı kaçırdık. Dünkü oyun ve 1 puan bizim için kötü sonuç değil.
Cem Dizdar - Fanatik
Aslında tehlikeli bir maç olduğu devre sonunda Galler'in direkten dönen topunda belli oldu. Bir "Türk futbolu folklorü" olarak "Taca çıktı hocaaamm!" derken kaleyi göremeyen rakip çerçeveyi karşıdan görüp, şutu attı! Gol olsa sadece "top çıktı!" diye itiraz edecektik, o kadar. Oysa "Johan Cruyff ilkesi" gereği, top bizimkilerdeydi ve haliyle rakip gol atamazdı! Ne var ki milliller de 12 şut atıp 15 orta yaptı ama ciddi olabilecek pozisyon bulamadı. İlk devre, bildiğimiz ''ikili mücadele'' yoğunluğunda geçip gitti. İkinci devreye Hakan Çalhanoğlu yerine İsmail Yüksek ile başlayınca topu çekip, çevirmek müşkül hale geldi. Ve set oyunu yerine direkt oyuna döndü milli takım. Üstelik klasik santrforu olmadan. Ama olmuyordu belli ki, ''Santrforsuz da olur'' diyen Vincenzo Montella Barış Alper Yılmaz'ı alıp memleketin başının pek hoş olmadığı "klasik santrfor" Enes Ünal'ı gönderdi oyuna! Durağana dönmüş oyun da yeniden yön değiştirdi. Fakat rakibin savunma kurgusunu bozacak hareketlilik bir türlü gerçekleşmedi.
Deniz Çoban - Fanatik
Maçın tecrübeli İspanyol hakemi Munuera, ikili mücadelelerin sıklıkla yaşandığı maçta, temaslı oyuna müsaade ederek maça hız kazandırdı. Doğru ve yerinde sarı kartlar kullandı. Ancak kritik kararlarında doğruyu bulamadı. Maçta iki kez ceza sahası kararı vermek zorunda kaldı. İlkinde, maçın ilk yarısında Galler ceza sahası içinde Davies açık şekilde Kerem Aktürkoğlu'nun topuğuna bastı. Bu net bir penaltıydı. Hakem de VAR da oralı olmadı. Penaltımız verilmedi. Maçın bitimine yakın Yunus Akgün ceza sahasında yerde kaldı ve bu kez hakem penaltı düdüğünü çaldı. Bu pozisyonda da Williams'ın hamlesi topaydı ve bence penaltı yoktu.