Türkiye'de ikinci kez düzenlenen J70 Match Race sınıfı yarışları, deneyimli yelkencilerin nefes kesen düellosuna sahne oldu. Şampiyon Doğa Arıbaş Sailing, Mackolik'in sorularını yanıtladı.
13. TAYK-Eker Olympos Regatta Yelken Festivali kapsamında, Türkiye'de ikinci kez düzenlenen J70 Match Race sınıfı yarışları, deneyimli yelkencilerin nefes kesen düellosuna sahne oldu. Moda Deniz Kulübü'nün ev sahipliğinde gerçekleşen mücadelede altı ekip, teknik, taktik ve stratejinin ön planda olduğu zorlu parkurda kıyasıya yarıştı.
12 ve 13 Ağustos'ta yapılan J70 Match Race sınıfı yarışlarının şampiyonu, iki gün boyunca tüm maçlarını kazanan Doğa Arıbaş'ın liderliğindeki Doğa Arıbaş Sailing Team oldu. Doğa Arıbaş Sailing Team, geçen yıl yapılan J70 Match Race yarışlarını da birinci olarak tamamlamıştı.
Finale yakışır bir mücadele ortaya koyan Ahmet Eker'in dümenciliğindeki Eker Kaymak ekibi ise ikinciliği elde etti. Engin Özgen'in yönettiği Target Sailing ile Batu Özonur'un öncülüğündeki MYSK-Gelner Sailing Team arasındaki üçüncülük mücadelesinin galibi MYSK-Gelner Sailing Team oldu. Sert esen rüzgârın etkisiyle heyecanı artan yarışlar, Moda Koyu ve Kalamış sahilinden izleyenlere görsel bir şölen sundu.
Doğa Arıbaş: İstanbul Boğazı'nın zorluğu inanılmaz
Taktik savaşına dönüşen J70 Match Race'in şampiyonu Doğa Arıbaş, Mackolik'in hem yarış hem de yelkencilikle ilgili sorularını yanıtladı.
J70 Match Race'in zorluğundan bahseden Arıbaş, "Mücadeleler çok yakın geçiyor ve hızlı kararlar alıp hızlı manevralar yapılıyor. Dolayısıyla ekipteki 4 kişinin de birbiriyle çok iyi anlaşması ve aynı düşünce tarzında olması gerekiyor. Bu da zamanla oluşan bir durum. Takım uyumu kesinlikle çok önemli. Tekneye hakimiyet, kısa sürede doğru karar verebilme yetisi ve ekibin bu kararlara uyabilmesi J70 Match Race'i daha hızlı, heyecanlı ve zor bir oyun yapıyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de tekne kullanmak için çok ideal ve güzel lokasyonlar olduğundan bahseden Arıbaş, "Türkiye 3 tarafı denizlerle çevirdim mükemmel kıyılar sahip olan bir ülke. Yelken için tabii ki sadece kıyı değil, aynı zamanda rüzgar ve belli bir alan gerekiyor. İstanbul aslında çok güzel bir yelken merkezi. Çok karışık rüzgarlarıyla beraber insanların yeteneklerini ve bilgisini daha yukarıya taşıyan bir parkur. Ama Çeşme, Bodrum gibi Ege kıyıları benim yarışmayı en sevdiğim yerler. Daha dalgalı ve rüzgarla havalarda çalışabiliyorsunuz" değerlendirmesini yaptı.
İstanbul boğazındaki yarışların Türkiye'deki en zor yarışlardan bir tanesi olduğunu belirten genç yelkenci, "İstanbul boğazındaki akıntı nedeniyle sadece rüzgara ve rakiplerinize karşı değil, akıntıyı da hesap ederek kıyıya olabildiğince yakın gitmeye çalışıyorsunuz. Bu da kıyıdan izleyenler için harika görüntüler sunuyor. İstanbul Boğazı'nın zorluğu inanılmaz ama izleyiciye verdiği güzel enstantaneler de bambaşka bir hava katıyor" ifadelerini kullandı.
Bize Ulaşın